Naz ve Niyaz


 Doç. Dr. Recep ÖZDEMİR    30.01.2023 20:50:46    Bu İçerik 1563 kez görüntülendi.



İmtihan dünyadayız. Allah bu dünyada bize gül bahçesi vaad etmedi. Buranın bir gül bahçesi olduğunu da bildirmedi. Bu dünya  dinlenme ve mükafat bekleme yeri değildir. Bazı  isteklerimiz yerine gelmeyecek; bazı  dualarımız kabul olmayacak. 
İçinde bulunduğumuz mekanın, zamanın ve durumun farkında değiliz. Kurgulanmış isteklerin, dayatılmış hedeflerin, oluşturulmuş serapların arasındayız. Heva ve hevesimize göre bir dünya kurmuşuz kendimize. Her şeyin yerli yerinde olduğu, hiçbir aksiliğin yaşanmadığı, Allah'ın takdirini dikkate almayan, kaza ve kaderden soyutlanmış bir dünya... 

Örümceğin evine benzeyen bu dünya sarsıldığında bir gün insan feryat eder, Allah'ın takdirine karşı nazlanır. 

Oysa insanın hakkı naz değil, niyazdır. Onun temel vazifesi müstağni bir şekilde naz makamında yaşamak değil, mahfiyetle niyaz (dua)  makamında diz çökmek, acziyetini itiraf etmektir.