GÜZEL GÜNLERE AZ KALDI


 Miktat AKTAN    26.01.2023 11:34:24    Bu İçerik 446 kez görüntülendi.



Hem İsveç hem Danimarka vatandaşı olan aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan isimli aşağılık, geçenlerde (20 Ocak 2023) Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran-ı Kerim yaktı. Daha önce de ırkçılık ve nefret suçu nedeniyle 2 aylık hapis cezasına çarptırılmış olan bu psikolojik sorunlu mahluk bir siyasi gerilime kurban gitmiştir.

      Yaşanan olaya Dışişleri Bakanlığı'ndan tepki geldi. Bakanlıktan yapılan açıklamada "Ülkemizin tüm uyarılarına rağmen, İsveç’te bugün kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e karşı yapılan aşağılık saldırıyı en güçlü şekilde lanetliyoruz" ifadeleri kullanıldı.Ayrıca Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christian Wagner, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında  muhabirin sorusu üzerine "Atıfta bulunduğunuz, hafta sonu meydana gelen eylemi kınıyoruz. Saygısızdı ve son derece yakışıksızdı." diyen Wagner, bu eylemin İsveç’teki çoğunluk toplumunun görüşünü temsil ettiğinden de şüphe duyduklarını belirtti.

      Wagner, bu tür provokasyonların bölünmelere katkı sağladığını ifade ederek, buna daha büyük bir dayanışma ve birliktelikle karşılık verilmesi gerektiğini dile getirdi.

        Binaenaleyh ,Türkiye’de yaşanılan bu çirkef eyleme karşı HÜDA PAR ve duyarlı STK’lar Türkiye genelinde; özellikle de Batman ve İstanbul’da yaptıkları protesto ve tel’in gösterilerinde toplanan on binlerce şuurlu ve duyarlı Müslüman tepkilerini en üst perdeden dile getirdi.Bu tepkilerden tırsan Beyoğlu’ndaki İsveç Konsolosluğu’nun miskinleri Konsolosluk penceresine "Kitap yakan aptalın fikirlerini paylaşmıyoruz" şeklindeki bez afiş asarak suçlu biz değiliz havasını estirmişlerdir.

İsveç’in Nato’ya alınma ile ilgili Türkiye’nin onayına takılması süreci ile buralara gelen bir süreç….

      Biz bu siyasi atmosferin ve çekişmelerin yanında İslam Ümmeti’nin özelde Avrupa genelde de tüm dünyada yükselen trendine değineceğiz.Çünkü tarih sayfaları bu gibi his tırmalayan olaylar ile doludur.Güçlenen bir oluşumun önünde duramayan bir refleks ürünüdür bu tür provokatif eylemler.

     Allah’a hamd olsun ki Müslümanlar tekrardan toparlanıyor ve bir Ümmet olma bilinci gün yüzüne çıkıyor. Yaşanan bu üzücü olay elbette ki her akil olan insanı derinden sarsmıştır,fakat güzel şeyleri de içinde barındırmıyor değildir.Örneğin tüm dünya Müslümanlarını Kur’an-ı Kerim etrafında toplamıştır.

      O yüce Kitaba olan biatlarını tazelemiştir.Görünürde olumlu çok sonuç görünmese bile en cüzi bir şekilde 5-10 dakikalık bir olay bütün medya kanallarıyla tüm dünyada  günlerce konuşulan ,konuşulacak olan bir haber olmuş ve insanlık bu yüce kitabı duyar hale gelmiştir.Öyle inanıyorum ki bu yakışıksız eylemden ötürü Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim merakı ve satışları artmıştır.Mamafih 1 kişi bile bu tatsız eylemden dolayı hidayete nail olmuşsa ,ki olmuştur,Nur üstüne Nurdur.

Unutulmasın ki artık İslam Ümmeti geliyor..

Kur’an Nesli doğdu, doğuyor…

Hak geldi Batıl zail oldu…

Bir Nisan yağmuru ile Cennet’in çocukları yeşeriyor..

Üstadımız Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri de şu müjdeyi vermiyor mu:

Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!"

      21.yüzyılın Uzay çağını yaşayan insanlık Kur’an-ı Kerim ile hayat bulacak ve O’nsuz bir adım dahi atamayacaktır.  Yetişen yeni kuşaklar bu İlahi Kitabın etrafında fır dönecektir inşallah.

Her insanın binbir hesap yaparken elbette ki Alemlerin Rabbi’nin de bir hesabı vardır.

Hudeybiye antlaşmasında görünürde Müslümanların aleyhine olan maddeler zaman geçtikçe Müslümanların lehine sonuç vermemiş miydi.

Hz Yusuf’u kuyuya atan kardeşleri ondan kurtulacaklarını sanarlarken geçen zaman Hz Yusuf’un kardeşlerinin istediklerinin tam tersini doğurmamış mıydı.

Hz Nuh’un kavmi gelen azap bulutlarını bereket olarak görürken bir zaman sonra üzerlerine ondan önce görülmemiş bir musibet olduğunu anlamışlardı.

Bakara suresinin 216.ayetinde de Rabbim şöyle buyurmuyor mu:

  "Sizin hayır sandığınız şeyde şer; Şer sandığınız şeyde hayır vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.."

Ayet-i Kerime’nin parmak bastığı gibi bu hazin eylemi bu minval üzere yorumlamamız ters olmasa gerek..