Gelin Adil olalım

Ölçülü ve dengeli olmak manasına gelen Adalet, uygulamaya geçirilmesi hususunda mühim ve elzem bir konudur. Çünkü Adaletin olduğu toplumlarda medeniyet ve huzur, adaletin devre dışı kaldığı toplumlarda, zayiat ve enkaz vardır.

Toplumu, bir yapı olarak değerlendirecek olursak, bu yapının temelinde adelet olması gerekir. Aksi takdirde bu yapı çökmeye mahkûmdur. Bu durum eğitimde, sağlıkta, ekonomide ve sosyal hayatta da aynı şekildedir.

Adaletin olduğu yerde herkes hakkına kavuşur, herkes olması gereken yerde olur. O toplumda sevgi, saygı, kardeşlik, güler yüz, iyilik, yardımlaşma ve dayanışma hâkim olur,

Adaletin zıddı zulüm ve insafsızlıktır. Adaletin olmadığı toplumlarda insanların hem devlete hem de millete olan güvenleri sarsılır ve en nihayetinde kan, zulüm, gözyaşı, kin, nefret, asık surat, adam kayırma, terör, anarşi toplumun bir parçası haline gelir. Televizyon kanallarında her gün açlıktan ölen çocukların, göç yolunda ölen masum canların haberleri yapılır. Hastaneler ve hapishaneler doluluk oranını zorlar.

A-d-l kelimesi Kur'an-ı Kerim'de türevleriyle birlikte 30'dan fazla yerde geçmektedir. Aynı şekilde Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) adaletin önemini belirtmek için bir çok hadis söyleyerek adil olmamız gerektiğini vurgulamıştır.

Adalet deyince kafamızda ilk oluşan şekil; kanun, sistem, yönetim oluyor. Elbette yargısal adalet basite alınacak bir mesele değildir ama adaleti sadece devlet yöneticilerinin omzuna yükleyip kenara çekilmek çok garib ve tutarsız bir yaklaşımdır. Çünkü adalet sadece devlet yetkililerinde, yargıda olması gereken bir kavram değildir. Her birey hayatım her alanında adil olmak zorundadır. Anne ve baba evlatları arasında, bir işveren elinin altındaki işçiler arasında, bir öğretmen öğrencileri arasında, Her kişi komşu ve akrabalarına karşı tutumunda adil olması gerekir ki bütün toplum içerisinde huzur ve refah seviyesi yükselsin. Evet, gelin hep beraber adil olalım, adil olalım, adil olalım ki hem bu dünyada yüzümüz gülsün, hem de ahirette.