Üzüm üreticileri piyasa şartlarından memnun değil


Akaryakıt, gübre ve hayatın daha birçok alanında gelen zamlara karşı duramadıklarını ve ürünlerini de istedikleri fiyata satamadıklarını belirten üzüm üreticileri piyasa şartlarından memnun olmadıklarını belirtiyor.

post

 Adıyaman    18.09.2020 15:57:52    Bu İçerik 2186 kez görüntülendi.

07.10.22

 


Adıyaman'ın farklı köylerindeki üzüm üreticileri durum böyle devam ederse köylünün üretmekten vazgeçeceğini ifade ederek piyasanın canlanması ve ekonomilerinin düzelmesi için yetkililerin duruma müdahale etmesi gerektiğini savundu.

Adıyaman Çemberlitaş köyünde (Heştıran) çiftçilik yapan Hacı Karaca, "Eskiden bağ çoktu şimdi bağ bitti. Şimdikiler üzüm, pekmez almıyor, yemiyor, içmiyor. Eskiden dedelerimiz üzümle beslenirdi. Mideye iyi gelir, bağırsakları temizler, sağlık açısından faydalıdır üzüm. Üzümden pekmez, kuru üzüm, pestil, kesme ve daha birçok çeşit dedelerimizden kalma ürün çeşitlerini üretiyoruz. Eskiden sabahtan akşama kadar yazın sıcağında orakla biçme işlemi yapardık. Pekmez içtiğimiz için diriydik, kuvvetimiz yerindeydi. Şimdi hepimiz hasta olmuş, birçok sağlık sorunu yaşıyoruz." dedi.

"Sebze hali üzümü iki liradan alıyor"

Karaca, "Sebze haline üzümü götürüyoruz iki lira diyorlar. Bunun yanında bazı pazarcı esnafı iki liradan alıp beş liradan satıyor. Kendi yevmiyesi çıktıktan sonra geri kalanı bir buçuk liraya kadar satıyorlar. Bizi düşündükleri yok, satmaya götürdüğümüz maldan bir şey kazanamıyoruz. Biz üretmesek memur mu gelip üretecek? Biz yetkililere sesleniyoruz, yetkililer bizler için bir şeyler yapsınlar. Ya akaryakıt fiyatlarını düşürsünler veya bizim ürünlerin fiyatlarını yükseltsinler. Biz bağdan 4 liraya satıyoruz, insanlar çok pahalı diyor." ifadelerini kullandı.

"Ürünler bu sene elimizde kaldı"

Besni'ye bağlı Atmalı köyünde üzüm üreticiliği yapan Said Polat, "Eylül ayının 10'unda başlarımız üzüm hasadına. Üzümden birçok farklı ürün çeşidini elde ederiz. Şire, pekmez, pestil, kesme, kırma gibi birçok çeşit ürün elde ederiz. Besni üzümü eskiden beri dünyaca ünlü bir üzümdür. Kurutmalık için kabarcık, deli, kırlar tahtası gibi çeşitleri vardır. Bu sene satışta sıkıntılar yaşadık." şeklinde konuştu.

Fıstık, pamuk ve çay gibi üzüm üreticisinin ürettiği ürünlerin devlet tarafından alınması durumunda herhangi bir mağduriyet yaşamayacaklarını belirten Polat, "Bu şekilde bir alım olursa bir güvencemiz olur. Hazırlık yapıyoruz ama ileride satamayacağımızı bildiğimiz için kararsız kalıyoruz. Hemen hemen çoğu üzüm, bağda kalmış durumdadır. Bağ sahipleri alıcı bulurlarsa üzümü yarı yarıya fiyata vererek satmaya çalışıyorlar. Bir sezonda insanın üretebileceği bir miktar pestil, onu da satamayacağını düşünerek bu işten geri duruyoruz. Hiç olmasa bir kooperatif tarzı bir şey olsa güvencemiz olur." ifadelerini kullandı.

Mehmet Kaplan ise "Üzümlerimizi Malatya, Diyarbakır, Adıyaman'a gönderiyoruz. Geri kalanları şire, pestil, üzüm, kesme, kırma gibi üzüm ürünleri yapıyoruz. Bu ürünlerin yenilmesi sağlık açısından çok faydalıdır. Üzümlerimizi devlete satabileceğimiz alanların olmasını istiyoruz am şu an için bu imkân yok." dedi.

Üzüm üreticisi Ziya Karaca, "Sabah erken bağdan topladığımız üzümleri getirip evde temizledikten sonra makinaya vurup sıkarak suyunu çıkarıyoruz. Daha sonra kazanlarda 5-6 saat kaynaması için bırakıyoruz. Kaynadıktan sonra pekmez, pestil, kesme gibi çeşitli ürünler yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Sabah saat 4 gibi kalkar bağda üzüm toplamaya gideriz"

Pekmez ve diğer çeşitli üzüm ürünlerinin yapılma aşamasının çok zor olduğunu dile getiren Orhan Borazan, "Ben çiftçilik yapıyorum. Sabah saat 4 gibi kalkar bağda üzüm toplamaya gideriz. Bu işlemi yapmak için en az 10 kişi bağda üzüm topluyoruz. Saat 9 gibi dönüp kahvaltımızı yaptıktan sonra üzümü sıkmaya başlıyoruz. Sıktığımız üzüm suyunu kazanlara koyar kaynatmaya başlarız. Kaynayan üzümü daha sonra kazanlardan çıkarırız. Kesme ve pestil yapma işene başlarız. Bu işlemlerin anlatılması kolay görünse de aslında zor işlerdir. Pestil yapma aşamasında en az 5 veya 6 kişi olmamız gerekiyor. Bütün bu işlemleri yaptıktan sonra ürünleri satma aşamasına geliyoruz. Yetkililerden ricamız üzümlerimizi rahatlıkla satabileceğimiz alanları açmalarıdır.  Üzümü istediğimiz gibi satamadığımızdan dolayı mağduriyet yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

"Hiç kimse rahatı ve ekonomisi yerindeyken bu zorluklara katlanmaz"

Köylü milletine sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Hanım Karaca, "Bizler sabahtan gelip güneşin altında kavruluyoruz. Bu yaştan sonra başka yerlere gidip çalışacak durumda değiliz. Bizim varımız yoğumuz bu gördüğünüz üzümdür. Buna da herkes bir şeyler söylüyor. Kimileri pahalı diyor, kimileri başka bahaneler buluyor.  Geçen sene bir ton pekmez yaptık. Bu pekmezde 10 bidon ancak satabildik, diğeri olduğu gibi duruyor. Bizden 18 liraya alıp 40 liraya satıyorlar. Biz de yetkililerden bu noktada çiftçilere sahip çıkmasını istiyoruz. Sabahtan akşama kadar güneşin altında topladığım kuru üzüm için kilogramına 15 lira diyoruz onu da çok görüyorlar. Gübrenin torbası 2 yüz lira olmuş, traktörümüze mazot koyup bağımızı süremeyecek durumdayız. Bizler doktor, hâkim, savcı değil çiftçiyiz, ekmeğimizi bu bağdan çıkarıyoruz. Çocuklarımın her biri bir memlekette çalışmaya gitmiş. Bizim tek derdimiz ekmeğimizi helal kazanmadır. Köylü milletine sahip çıksınlar. Hiç kimse rahatı ve ekonomisi yerindeyken bile bile bu zorluklara katlanmaz. Bu insanlara sahip çıkılması gerekiyor Allah rızası için." dedi. (İLKHA)