"Kardeş kavgasının bu coğrafyaya zerrece bir faydası yoktur"


Dünya Kudüs Günü muhabbetiyle basın açıklaması yapan AGD Adıyaman Şube Başkanı Bedreddin Beyazkaya, ırkçılığın, mezhepçiliğin, kardeş kavgasının bu coğrafyaya zerrece bir faydasının olmadığını belirtti.

post

 Adıyaman    01.06.2019 00:15:01    Bu İçerik 740 kez görüntülendi.

07.10.22

 


Anadolu'nun dört bir tarafında Dünya Kudüs Günü münasebetiyle düzenlenen etkinliklere Müslümanlara yoğun ilgi göstermeye devam ediyor.

Dünya Kudüs Günü'nün amacının Filistinli Müslümanların sesi olmak olduğunu ifade eden AGD Adıyaman Şube Başkanı Bedreddin Beyazkaya "Dünya Kudüs Günü ve Dünya Kudüs Günü'nü kapsayan hafta içerisinde yapılan program ve etkinliklerle hem Müslüman toplumun Kudüs meselesindeki hassasiyeti tazelenmekte hem de tüm dünyaya Filistinli kardeşlerimizin sesi duyurulmaktadır. Efendimiz Hazreti Muhammed 'Mescid-i Aksa’ya gidin ve içinde namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamaz iseniz kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.' buyurmuşlardır. Elbette burada zeytinyağı bir semboldür. Efendimiz Hazreti Muhammed henüz o zaman için fethedilmemiş Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın önemini bildirmek için bu hadisi beyan etmiştir. Zeytinyağı bir semboldür. Bize düşen tarih boyunca vahyin, tebliğin ve mücahedenin merkezi olmuş bir beldeye sahip çıkmak, oranın bir İslam şehri olması için her türlü desteği o topraklara vermektir. Mescid-i Aksa ve çevresi için, Kudüs ve civarı için, yani Filistin toprakları için, İsra süresinde, çevresinin mübarek kılındığı söylenmiştir.  Maide süresinde topraklarının kutsallığı vurgulanmıştır. Enbiya ve Araf surelerinde bereketlendirilmiş belde olarak nitelendirilmiştir.  Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve Filistin topraklarının mübarekliği ve Müslümanlar için kutsallığı ayet-i kerimeler ile sabittir." ifadelerini kullandı. 

"Mescid-i Aksa gece yürüyüşünün son durağıdır" 

Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar için mukaddes olduğunun altını çizen Beyazkaya "Efendimiz Hazreti Muhammed’in boykot yıllarının ve hüzün yılının ardından bir gecede Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, yani Mekke’den Kudüs’e yaptığı o yürüyüş karanlıktan aydınlığa, hicretten devlete, baskı ve zulüm düzeninden adil bir düzene geçişin müjdecisi olmuştur. Kudüs’e yürümek Müslümanların, yeryüzünün Firavunlarının, Nemrutlarının, Ebu Leheblerinin zulümlerinden kurtuluşunun en önemli sembolüdür. Tüm kalbimizle şuna inanıyoruz ki Kudüs Müslümanların en çetin imtihanıdır. Kudüs, bugünün Müslüman’ının yeryüzünde olup bitenler karşısında nerede durduğunun, kimlerle olduğunun ve neye hizmet ettiğinin en önemli göstergesidir. Bir organizasyon kimlerle saf tutuyor, kimlerle işbirliği halinde, nihai noktada kime hizmet ediyor, bunu en iyi gösteren Kudüs davasıdır." şeklinde konuştu.

"Bugün ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa, peygamberler şehri Kudüs ve bereketli Filistin toprakları işgal atındadır." diyen Beyazkaya daha sonra öyle devam etti: "1916 Mayıs’ında imzalanan Syces-Picot Antlaşması, Kasım 1917’de yayınlanan Balfour Deklarasyonu, Şubat 1945’de gerçekleşen Yalta Konferansı işgalcilerin kim olduğunun göstergesidir. İşgalciler bu topraklara nasıl geldilerse öyle de gideceklerdir. Bu coğrafyaya çizilen yapay sınırlar tarih atlaslarında sömürgeciliğin sonu olarak yer alacaktır. Kudüs mutlaka özgürlüğe, Müslümanlar da mutlaka birliğe kavuşacaktır. Mescid-i Aksa’nın işgal altında olması sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Kudüs’ün işgal altında olması Araplarla israil arasında bir mesele değildir." dedi.

"Birleşmiş Milletler insanlığa huzur ve saadet getirecek bir anlayışa sahip değildir"

Birleşmiş Milletlerin insanlık için hiçbir şey yapmadığına değinen Beyazkaya "Son yüz yıl içerisinde yaşanan iki büyük savaş Kudüs’ün siyonistlerce işgaline zemin hazırlamıştır. Hem Milletler Cemiyeti hem de Birleşmiş Milletler Siyonizm’in çıkarlarına uygun hareket etmişlerdir. Milletler Cemiyetinin varlığı nasıl İkinci Dünya Savaşının çıkmasına engel olamadıysa Birleşmiş Milletlerin de varlığı yaklaşık yetmiş yıldır milyonlarca insanın savaş ve terör olaylarında yitirilmesine engel olamamıştır. Çünkü ne Milletler Cemiyeti ne de Birleşmiş Milletler insanlığa huzur ve saadet getirecek bir anlayışa sahip değillerdir. Filistin’e, İslam coğrafyasının tam kalbine bir hançer gibi saplanan israil bölgede yaşanan kaosun, terör olaylarının, iç savaşların ve işgallerin yegâne sebebidir.  Bir ırkın üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden siyonizmin insanlığa getireceği ancak ve ancak köle düzenidir. Bugünkü mevcut sömürü düzeninden kurtulmanın yolu Kudüs’ün tekrar Müslümanlarca idare olunmasından geçmektedir." ifadelerini kullandı.

Beyazkaya son olarak "Irkçılığın, mezhepçiliğin, kardeş kavgasının bu coğrafyaya zerrece bir faydası yoktur. Yine Müslümanlar şunun farkına varmalı ki bu coğrafyada ırkçılık, mezhepçilik ve kardeş kavgasını körükleyen israildir. Üzücü olan taraf kardeşlerimizin bunu görememesidir. Kudüs coğrafyamızın ayrılmaz bir parçasıdır. Çünkü Kudüs demek Mekke demektir, Medine demektir." şeklinde konuştu. (Cemil Özdaş- İLKHA)

Kaynak: https://ilkha.com/haber/98163/kardes-kavgasinin-bu-cografyaya-zerrece-bir-faydasi-yoktur 

kardes-kavgasinin-bu-cografyaya-zerrece-bir-faydasi-yoktur