HÜDA PAR Gençlik Kollarından Sorumlu Başkan İmir'den madde bağımlılığına karşı tavsiyeler
HÜDA PAR Gençlik Kollarından Sorumlu Başkan Hüseyin İmir, madde bağımlılığına karşı devletin ve STK’ların çalışmalarının yanı sıra özellikle aileye de önemli görevlerin düştüğüne dikkat çekti.
Sağlık 25.06.2021 17:17:03 Bu İçerik 7298 kez görüntülendi.
HÜDA PAR Gençlik Kollarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele günü dolayısıyla madde bağımlığına karşı alınabilecek tedbirlere ilişkin İLKHA'ya konuştu.
26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele günü dolayısıyla bir dizi çalışmalar başlattıklarını, çalışmalarının dün itibariyle başladığını ve 3 gün devam edeceğini belirten İmir, "Partimizin gençlik kolları ile beraber yürüttüğümüz çalışmanın ana teması ‘Bağımlı Olma Hür Ol’ en iyi korunma yolu hiç başlamamaktır teması bir dizi çalışma başlattık. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalarla vatandaşlarımızın koruyucu ve önleyici tedbirleri en iyi şekilde uygulaması için toplumsal farkındalığı artırmaya çalışıyoruz, uyuşturucu kullanımına en çok maruz kalan gençlerimizi bağımlılıklara karşı koruyup onları hayata bağlama, bireysel ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirebilecekleri ortam ve imkânları oluşturmaya çalışıyoruz." dedi.
Uyuşturucu ile etkili bir mücadelenin yürütülebilmesi için topyekûn bir mücadelenin gerektiğine dikkat çeken İmir, "Özellikle uluslararası sahada bir koordinasyon gerektiği gibi ülkemizde de bakanlıkların, kurum ve kuruluşların ve STK’ların koordineli bir şekilde çalışması uyuşturucu ile mücadelede başarı elde etmek için etkili bir yol olacaktır. Bu nedenle bu konuda mücadele yürüten kurum ve kuruluşlara yönelik ziyaretler yaparak etkili bir mücadelenin yürütülmesi çabası içerisindeyiz. Bütün bu gayretimizin nedeni vatandaşlarımızı uyuşturucu kullanmayan sağlıklı bir topluma kavuşturmaktır. Genel anlamda çalışmalardaki amacımız gençlerimizi bağımlılıklara karşı korumak, uyuşturucu maddelere gereksinim duymayacağı bir ortam oluşturmak ve bedenen ve ruhen temiz bir fıtrat üzere dünyaya gelen gençlerimizin beden ve ruh sağlığını muhafaza etmektir." diye konuştu.
"Toplumsal yapımızı bu denli tehdit eden bu durum ile çok kapsamlı mücadele yürütülmesi gerekmektedir"
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de uyuşturucu, kumar, alkol ve diğer madde bağımlılıklarının toplumdaki kullanım oranına bakıldığında bireyselliği aşarak toplumsal bir soruna dönüştüğünü vurgulayan İmir, "Aile içerisinde yaşanan şiddet vakalarının, boşanmaların, intihar vakalarının, trafik kazalarının temel sebebi incelendiğinde ilk karşımıza dile getirdiğimiz madde bağımlılıkları gelmektedir. Toplumsal yapımızı bu denli tehdit eden bu durum ile çok kapsamlı mücadele yürütülmesi gerekmektedir. Türkiye’de en son paylaşılan verilere göre 2011 yılında piyasa değeri 2 milyar TL uyuşturucu madde ele geçirilmişken 2020 yılında 165 milyar TL değerinde uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Bu durum operasyonel anlamda olumlu bir gelişme olarak değerlendirilse de oluşan arz ve talep anlamında değerlendirildiğinde olumsuz bir tablo olarak görülmektedir. Türkiye’nin transit bölge konumunda olması yüksek miktarda uyuşturucu maddelerin transferinin yapılmasına sebep olmaktadır. Bu durum da uyuşturucu maddelerin piyasaya daha fazla sürülmesine ve vatandaşların bunlara kolay erişmesine sebep olmaktadır. Küresel bir boyut kazanan bu durum ile etkili bir mücadele yürütebilmek için komşu ülkeler başta olmak üzere uluslararası işbirliğine gidilmesi gerekmektedir." şeklinde konuştu.
"Aile kurumunun güçlendirilmesi için atılacak adımlar çok değerli ve elzemdir"
Uyuşturucu madde kullanan gençlerin aile yapıları ve demografik özellikleri incelendiğinde aile yapılarında ve aile işlevlerinde bazı aksaklıkların olduğunun görüldüğüne işaret eden İmir, "Bilimsel çalışmalar da bu izlenimlerimizi desteklemektedir. Bu durum bize şunu bir kez daha göstermektedir, sosyal hayatımızda karşılaştığımız birçok sorunun adresi bize aileyi göstermektedir. Bu nedenle aile kurumunun güçlendirilmesi için atılacak adımlar çok değerli ve elzemdir. Özellikle Aile içerisinde yaşanan iletişim problemleri ve bunun sonucunda ortaya çıkan tartışmalar aile üyelerini bir birinden uzaklaştırmaktadır. Aile içerisinde huzuru yakalayamayan bireyler dışarıya yönelmektedirler. Bu durum da bireyleri riskli ortamlara taşımaktadır. Bu nedenle aile içerisinde sevgi, saygı, birlikte zaman geçirme, paylaşım ve bir birini anlama davranışları çok önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
İmir, Türkiye’de özellikle uygulanan polisiye tedbirler ve erişimi engelleme anlamında satıcılara yönelik yapılan operasyonların önemli olduğunu ama asıl odaklanması gerekenin üreticiler ve ana dağıtıcılar olması gerektiğini belirtti. İmir, hukuki anlamda ana satıcılara ve üreticilere yönelik caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
İmir,"Aile’nin güçlendirilmesi için ciddi politikaların gerçekleştirilip aileyi maddi ve manevi anlamda desteklenmesi gerekmektedir. Ailelere sosyal destek paketleri artırılmalı, sosyal devlet olmanın gereği olarak bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenip barına bilmesi için gıda, giyim, konut, kira, elektrik, su ve yakıt yardımı yapılması gerekmektedir. Milli eğitim bakanlığı okullarda ve kendisine bağlı kuruluşlarda hem öğrencileri hem ailelerini bilinçlendirecek çalışmalar ortaya koymalıdır." önerilerinde bulundu.
Madde bağımlılığına karşı izlenmesi gerekenleri sıralayan İmir, şöyle devam etti:
"Gençlerin uyuşturucu madde kullanımına başlamasında arkadaş ortamının önemli bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Bu nedenle koruyucu ve önleyici tedbir olarak madde kullanan kişilerden ve ortamlarından uzak durulması gerekmektedir.
Birçok hastalıkta erken teşhis tedavi sürecini kolaylaştırdığı gibi uyuşturucu madde kullanmaya başlayan gençlerde bağımlılık oluşmadan erken fark edilmesi tedavi sürecini kolaylaştıracaktır. Bu nedenle ailelerimizin çocuklarının sorun ve sıkıntılarına duyarlı olmalı ve onların davranışlarını iyi gözlemleyerek erken müdahaleye imkân sağlamalıdırlar.
Madde bağımlılığından kurtulmak bazen bir gencin tek başına mücadele edeceği bir durum olmaktan çıkmaktadır. Bu durumda gençlerin ve ailelerinin uzman desteğine başvurarak tedavi sürecini kolaylaştırmaları gerekmektedir.
Koruyucu ve önleyici tedbirler kapsamında henüz maddeye bulaşmamış bireylerin eğitilip bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Özellikle eğitim öğretim sürecinde olan bireylerin madde kullanımının tehlikeleri konusunda hem bireylerde hem ailelerde farkındalık kazandıracak programlar başlatılmalıdır.
Aile üyeleri arasında madde kullanan bir üyenin bulunması diğer aile üyelerinin de madde kullanma riskini artırmaktadır. Bu durumda ailenin uzman yardımı ile beraber hareket etmesi önemlidir.
Aile veya sosyal çevre tarafından bireyin damgalanması veya dışlanması bireyi daha riskli bir duruma sokmaktadır. Madde bağımlısı birey ciddi anlamda psiko sosyal desteğe ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda madde kullanan birey aile içerisinde tutularak bağımlılıktan kurtarılması için ihtiyaç duyduğu destek verilmeli ve toplumun bu konuda duyarlı olması gerekmektedir.
Madde bağımlılığı ile mücadelede aile sistemi ile beraber okul, arkadaş ve sosyal çevreyi de sürece dâhil edecek bir model geliştirilmelidir. Madde kullanan bireylerin denetim sonrası beklentileri, hayatlarını ikame edecekleri düzenli bir iş ve evlenip aile düzeni kurabilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) arasında koordineli bir çalışma başlatılmalıdır." (İLKHA)