"Safvan Bin Muattal Adıyaman’ın en büyük manevi değeridir"


Safvan Bin Muattal'ın, Türkiye'de kabri olduğu bilinen iki önemli sahabeden biri olduğunu söyleyen Araştırmacı Yazar Ebubekir Aytekin, "Safvan Bin Muattal Adıyaman’ın en büyük manevi değeridir." dedi.

post

 Adıyaman    03.04.2019 13:20:12    Bu İçerik 701 kez görüntülendi.

07.10.22

 


Allah Resulü’nün, “Ben onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum.” dediği Safvan Bin Muattal ifk olayında kendisine iftira atılan ve daha sonra ayet-i kerime ile günahsız olduğu bildirilen sahabedir. Yöre halkı tarafından Safvan Bin Muattal, "Sahabeyi pak" olarak da anılır.

Safvan Bin Muattal'ın İslam tarihinde çok önemli bir sahabe olduğunu dile getiren Araştırmacı Yazar Ebubekir Aytekin, "Sahabe, sağlığında Hazreti Peygamberi görmüş, Müslüman olarak onunla tanışmış ve onunla bir müddet münasebette bulunmuş kişilere denir. Safvan Bin Muattal da bu anlamda önemli bir sahabedir. Nur Suresinde İfk olayının açığa kavuşturulasıyla paklığının ortaya çıkması önemini daha da arttırmıştır." dedi.

"Safvan Bin Muattal'ın Samsat'ta medfun olduğu tarihi kaynaklarla sabittir." diyen Aytekin, "Türkiye'de türbesinin yeri kesin olarak bilinen iki sahabeden biridir. Bunlardan bir tanesi Eyyüb El Ensari olarak bilinen Halid Bin Zeyd İstanbul'da medfundur. Bugün İstanbul'da onun adıyla bilinen bir semt vardır; Eyüp Sultan diye. Türbesinin İstanbul'un fethinden sonra keşifle bulunduğu bilinir. Ama Safvan Bin Muattal'ın türbesinin Samsat'ta bulunduğu, 30 civarında tarihi eserler sabittir. Kabri kesin olarak bilinen sahabelerden bir tanesidir." ifadelerini kullandı

"İslam'ın hâkimiyeti için kabilesiyle savaştı"

Safvan Bin Muattal'ın İslam'ın hâkimiyeti için henüz genç yaşlarındayken yurdundan ayrılarak Müslümanların saflarında yer aldığını dile getiren Aytekin "Kendisi Süleym kabilesinden olup gençliğinde vatanını terk edip Hazreti Peygambere gitmiş, biat etmiştir. Hendek Savaşı'nda müşriklerle birlikte Medine'ye saldıran beni Süleym'e karşı yani kendi kabilesine karşı, akrabalarına karşı savaşmış. İyaz Bin Ganem komutasındaki Hazreti Ömer'in ordusuyla buralara cihat amacıyla gelmiştir." dedi.

Müslümanların savaşlarının ihya ve daha yaşanılır bir dünya için olduğunun altını çizen Aytekin Safvan Bin Muattal'ın da bu vesileyle Adıyaman'a kadar geldiğini söyledi.

Aytekin, "Müslümanlar cihat için bir yere gittiklerinde oradaki zulmü ortadan kaldırmak, orada yaşayan insanları daha hür bir şekilde yaşatmak, onların mallarını, canlarını ve namuslarını korumak amacıyla gitmişlerdir. Ancak bunun karşılığında bir cizye almışlardır. Yani gittiği yere ya Müslüman olursunuz ya bize teslim olursunuz, canınız, malınız ve namusunuz karşılığında bize cizye verirsiniz ya da bizimle savaşırsınız denmiştir. Bu anlamda İyaz Bin Ganem komutasındaki bir orduyla önce Harran'a, oradan Urfa'ya, daha sonradan Samsat'a gelmişlerdir. Harran, Urfa ve Samsat savaşsız olarak cizye vermeyi kabul etmiş ve Müslümanların egemenliğine girmişlerdir. Ordu buradan da Diyarbakır'a gitmiş. Safvan bin Muattal komutasındaki ordu da Samsat'ta kalmıştır." ifadelerini kullandı.

"Sahabelerin büyük bir kısmı kendi memleketinde vefat etmemiş"

Allah Resulü'nün sahabelerinin büyük bir kısmının kabirlerinin başka memleketlerde olduğunu dile getiren Aytekin, bunun sebebini de İslam'ı uzak diyarlara yaymak için yurtlarından ayrılmış olmalarına bağladı.

 Aytekin ifadelerini şöyle sürdürdü:

"Safvan Bin Muattal, 40 yıl kadar Samsat'ta valilik yapmış. Çeşitli seferler düzenlemiş ve sonuçta da bir savaş esnasında, bir kaleden atılan taşla yaralanmış ve dönüşte şu anda türbesi bulunan yerde şehit olmuştur. İlahi Kelimetullah dediğimiz Allah'ın cihad ayetleri ile ilgili olarak Allah'ın adını yeryüzüne amacıyla buralara kadar gelmişlerdi. Hazreti Peygamberin vefatı esnasında Veda Haccı'na 100 bin kişinin katıldığı söylenir. Hatta onun yaşadığı dönemde netice itibariyle yüz binlerce kişinin Müslüman olduğu söylenir. Ancak bunların büyük bir kısmı kendi memleketinde vefat etmemiş cihada çıkmışlar. Orta Asya'da, Endonezya'da, İran'da, Türki cumhuriyetlerde ve Anadolu'da, Kuzey Afrika'da, buralarda şehit olmuşlar ve türbeleri burada bulunmaktadır."

"Safvan Bin Muattal 'da bizim medar-ı iftiharımızdır"

"Bu topraklarda medfun olan Safvan Bin Muattal 'da bizim medar-ı iftiharımızdır." diyen Aytekin "Ancak şu şartla ki; onun yolundan gitmek, onun mesajını doğru anlamak açısından. Safvan Bin Muattal saflığı ve aklığı, temizliği, Nur suresi ile tespit edilmiştir. Zaten halk arasında sahabeyi sıpi (pak sahibi) denir. Bunun sebebi de aklanmış anlamındadır. Hazreti Peygamber zamanında bir savaş esnasında Hazreti Aişe geride kalınca onu götürüp orduya yetiştirdiğinde ordu içerisindeki bir takım münafıklar zanda bulunarak ona iftira etmişlerdir. Birçok sıkıntı çekilmiş ama Nur suresi ile de paklanmışlardır. Kısaca Hazreti Safvan Bin Muattal'la ilgili olarak özetin özeti şeklinde bu anlatılabilir." ifadelerini kullandı.

"İslam dini her şeyi bir kurala bağlamıştır."

İslam dininde türbe ziyaretinin belli kuralları olduğunu ve medet umulma yerleri olmadığını belirten Aytekin, türbe ziyaretleriyle ilgili olarak şu bilgileri verdi:

"İslam dini her şeyi bir kurala bağlamıştır. Dolayısıyla türbe ziyaretleri de bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmelidir. Malum olduğu üzere Hazreti Peygamber önceleri türbe ziyaretleri ve kabir ziyaretlerini yasaklamıştı. Bunun sebebi de günümüzde olduğu gibi kabirlere bir kutsiyet atfedilmesinden ve onlara medet olmaları amacıyla gidilmesiydi. Ancak İslam itikadı yerleşince Hazreti Peygamber 'Türbeleri ziyaret ediniz, onlara dua ediniz, ölümden ibret alınız.' diyor.

Hazreti Peygamber kendisi de türbeleri ziyaret eder ve onlara selam verirdi. ' Allah'ın selâmı size olsun ey müminler diyarının kabrindekiler, inşallah biz de yakında size katılacağız.' derlerdi."

Aytekin son olarak "Müslümanlar bir türbeyi bir kabri ziyaret ettiklerinde onlardan bir medet ummak amacıyla değil, onlara dua etmek amacıyla, onların mağfiretini dilemek amacıyla ve ölümden ibret almak amacıyla giderler. Türbeler piknik yerleri, dolayısıyla bir ibadet yeri de değildir. Ancak onların geçmişlerine hürmetimiz vardır. Saygıyla onları ziyaret etmeliyiz ve onlar için Allah'tan mağfiret dilemeliyiz. Kaldı ki biz salavat getirirken bile Hazreti Peygamber'e dua ediyoruz, farkında mıyız bilmiyorum ama ve Hazreti Peygamber'e Allah'tan salat ve selam diliyoruz.

Onun için türbeleri ziyaret ederken bu gibi hususlara dikkat etmek gerekir. Safvan bin Muattal ile ilgili daha geniş malumat edinmek isteyenler Safvan bin Muattal kitabını temin ederek inceleyebilirler ki konusunda yazılmış en çaplı kitaptır diye biliyorum." dedi. (Cemil Özdaş İLKHA)
Kaynak: https://ilkha.com/haber/94527/safvan-bin-muattal-adiyamanin-en-buyuk-manevi-degeridir 

safvan-bin-muattal-adiyamanin-en-buyuk-manevi-degeridir