Adıyaman'da Mirac Gecesi coşkuyla ihya edildi


Peygamber Efendimizin bir gece Mescid-i Haramdan çevresi Mübarek kılınan Mescid-i Aksa'ya oradan da yedi kat semaya yükselişi Müslümanlar tarafından Mirac Gecesi olarak idrak ve ihya edildi.

post

 Adıyaman    02.04.2019 22:26:51    Bu İçerik 521 kez görüntülendi.

07.10.22

 


Akşam namazının ardından camilere akın eden Adıyamanlılar gecenin feyzinden istifade edebilme adına namaz kılıp dualar ettiler. Adıyaman'ın bütün camilerinde Mirac Gecesi ihya edildi.

Ulu Cami'de akşam namazının akabinde başlayan program dört ayrı müezzinin okuduğu salanın ardından okunan Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. İlahiler ve okunan mevlid-i şerif'in ardından İl Müftüsü Mehmet Taşçı günün anlam ve önemine dair cemaate bilgiler aktardı.

Bu gecenin Peygamber Efendimize çekilen sıkıntı ve meşakkatlerin ardından bir Allah'tan gelen bir bir lütuf olduğunu dile getirdi.

 Taşcı "Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam Tayif'e gitmiş belki oradakilerin kendisine yardımcı olmaları destek olmaları ümidiyle ve dayılarının da memleketi olan Tayif'e bir ümitle gitmiş. Orada Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam'ın maalesef çok çirkin bir şekilde karşılaşmışlar.

Peygamberimiz efendimiz aleyhissalatu vesselam'ı ve ve Hazreti Zeyd'i taşlamışlar. Rivayetlere göre üzerine hayvan işkembelerini atacak şekilde Peygamberimize gerçekten üzmüşler. Allah'ın Resulü peygamberliğinden sonra hayatı boyunca da zaman zaman o dönemi hatırladığında hüzünlere gark olduğunu kitaplarımızda okuyoruz." dedi.

 

Hayvan derisini kaynatıp suyunu içtiler

İsra ve Mirac Gecesinden önce yaşanan boykotun çok büyük sıkıntılara neden olduğunu dile getiren Taşçı: "Bir sahabi o yılları anlatırken 'O boykot yıllarında öyle sıkıntı, öyle açlık ve yokluk, öyle kıtlık yaşadık ki bizden birisi günler önce ölmüş bir hayvanın kurumuş derisini bulduğu için onu kaynatıp da sonunda içeceği için çok sevinmiştik.'  demek suretiyle boykot yılların Peygamberimize ve sahabeye ne kadar acı ve ızdırap dolu geçtiğini bu ifadelerle bildirmektedir. İşte böyle bir anda yani Allah Resul'ünün sıkıntılarının tavan yaptığı bir dönemde, hicretten takriben 18 ay önce Recep ayının 27 gecesinde gerçekleşen bir hadisedir İsra ve Mirac hadisesi." İfadelerini kulandı.

 

"Namaz İsra ve Mirac'ın hediyesidir"

Günde baş vakit kılanan namazın bu gecenin bir hediyesi olduğunu belirtenTaşçı "Ayrıca Cenab-ı Allah bu gecenin bir hatırası olarak bu gece ile ilgili Allah Resulü aleyhissalatu vesselama ve ümmetine bir takım hediyelerde bulunmuştur. Günde beş vakit kıldığımız namaz İsra ve Mirac Gecemizin bir hatırasıdır, hediyesidir.  İsra ve Mirac ile beraber namaz farz kılındı ve Allah resulü aleyhissalatu vesselam da hadis-i şerifinde 'Namaz müminin miracıdır.' Yani adeta Cenabı Allah beni yükseltti ve benim Miracım. Ümmetimin Miracı da günde beş defa Cenabı Allah'a yükselmiş olan namazdır. Allah Resulü bize namazın bir Mirac olduğunu yükselten Cenabı Allah'ı yücelten bir Mirac olduğunu bize bildiriyor. Onun için namazsız Müslümanlık olmaz. Müslüman olduktan sonra ilk yapmanız gereken ibadet namaz olduğu gibi aynı şekilde ahirette de hesaba çekildiğimiz zaman ilk hesabının sorulacağı amelimiz namazımızdır." şeklinde konuştu.

"Kudüs Müslümanların omuzlarında birer emanettir"

Kudüs'ün Müslümanlar için çok öneli bir yere sahip olduğunu hatırlatan Taşçı "

 

Cebrail aleyhisselamla birklikte yükselen Allah Resulunun bazı insanlarla karşılaştığını ve onlar değişik şekiller de cezalandırıldığını görünce Cebrail aleyhisselama 'Ya Cebrail bunlar kimlerdir? diye sorduğunda Cebrail aleyhisselam'ında 'Bunlar yetim hakkı yiyenler, faiz yiyenler ve zina yapanlardır.' dediğini ifade etti.

Bugün Yahudilerin zulümleri atında inim inim inleyen Mescidi Aksa ve oradaki kardeşlerimiz bizim ve bütün Müslümanların omuzlarında birer emanettir. bu emanet eden bir şekilde sahip çıkmak zorundayız. İsra ve Mirac Gecelerinin bize bugün için hatırlatması gereken en önemli mesaj budur. Yani inananların ve Müslümanların biran evvel Mescidi Aksa'yı bu zulümlerden ve esaretten kurtarmalarıdır. Bunun plan ve projelerini yapmak zorundalar. ve Selahattin Eyyubi Hazretleri Kudüs'ü kaybettikten sonra tekrar fethine kadar hiç gülmedi. Fethettiği zaman da onlar gibi Yahudileri ve Hristiyanları kılıçtan geçirerek değil, zararsız, ziyansız bir şekilde rahat bir şekilde şehri terk etmeleri için onlara 40 gün müsaade etmiştir." dedi.

 

"Dolayısıyla Mescidi Aksa ve Kudüs 13'üncü yüzyıldan 19'uncu yüzyıla kadar Osmanlıların hakimiyetinde en güzel yıllarını, huzurlu yıllarını geçirmiş." Şeklinde konuşan Taşçı "Ama maalesef 1900'lü yılların başlarında tekrar Yahudilerin o bölgeye gelmeleriyle ve o bölgeyi karıştırmaları ile 1948 yılında da Yahudi devletinin kurmaları ile orada sıkıntılar ve problemler tekrar başlamış. İnşallah tekrar Fethedilip tekrar İslamın ve Müslümanların mekanı olacağı günlerini özlemle beklemektedir. Mescidi Aksa Peygamberimiz Efendimiz aleyhissalatu Vesselam'ın da hakkında bizlere 'Üç mescit için yolculuk meşakkatine katlanılır.' Bunlardan birincisi Mekke'deki Mescidi Haram, benim Medine'deki Mescidi Nebevi ve üçüncüsünün de Kudüs'teki Mescidi Aksa olduğunu bildirmektedir." İfadelerini kullandı.Program yapılan dua ve cami çıkışı cemaate yapılan ikramla son buldu. (Adıyaman Basın)